Bu Blogda Ara

15 Temmuz 2011 Cuma

ANNE BEN ERKEN ÖLÜYORUM

Anne gebe kaldığını haftlarca sonra öğrenir, adet görmemiştir...idrar testi çift çizgi çıkarsa gebedir öyle de olur. Sonra bulanmalar kusmalar, giderek ağırlaşan bünye, diş sıkarak geçen dokuz ay ve doğum. Anne vücuduna ait bir parçayı yitirmişçesine bir mahrumiyet hissiyle başbaşa kalır...Lohusa melankolisi. Anne ile çocuğun ilk ayrılığı. Onun içindir ki, doğan çocuk hemen annenin kucağına verilir; verilir ki bu ayrılık hissi bir nebze telafi edilebilsin.

Sonra? Sonra 40 gün 40 gece süren bir "uykusuz hergece" şarkısı...40 uçurma diye bir adet vardır bizde bilmem sizde de var mıdır..? 40 ı çıkan çocuğun 40 ı uçurulur ki 40 bastı olmasın. O gün 40 ı çıkan çocuk dışarı çıkarılır ailecek bir yere bir ziyarete gidilir...

Anne bebeği emzirirken inanılmaz acılar çeker, göğüs uçları çatlar yarılır, bazen enfeksiyon kapar göğüs şişer inanılmaz ağrılar içinde kıvranır anne,, sıcak su ile ovalanır göğüsler..ateşli sıtma nöbetlerine bile gidebilir iş...kendi kendini sağar ki göğüslerde birikmesin süt, birikerek ağrı yapmasın. Anne ile çocuğun ikinci ayrılığı sütten kesilmeyle başlar...Sütümü helal etmem bir annenin en güçlü tehditidir...

Bu dönemde annenin hayatı şu nirengi noktalarına uğrayarak akıp gider: Çocuk yatakta dönmeye başlar..Çocuk emeklemeye başlar.. Çocuk diş çıkarır..Çocuk yürümeye başlar..Çocuk konuşmaya başlar..Çocuk çişini söylemeyi öğrenir..Çocuk herşeyi sorar..Çocuk okula başlar..Çocuk okuma yazma öğrenir..Çocuk karne alır..Çocuk ergen olur..Çocuk aşık olur..Çocuk büyür..Anne yaşlanır.

Anne yaşlanır ama anneliğinde birşey kaybetmez. Vefasız bir gelin ve hayırsız bir damat gelene kadar rencide de olmaz; ne gelirse gelsin çocuğundan..anne beyni çocuğunu eleştiremez, sadece eleştiriyomuş gibi yapar. Kızmaz, kızıyomuş gibi yapar. Öflenir gibi görünür ama öfkesinin altında kaygı taşır. Anne çocuğuna kin bağlamaz, çünkü onun hayatının mahsulüdür çocuğu...

Dün 13 tane çocuk öldü...13 anne de onlarla beraber öldü...niçin öldüler? Çünkü bu son ayrılıktı...Anne çocuğu diş çıkarırken onun damağını kaşır sürekli...sonra ilk dişi çıktığında da  diş buğdayı günü düzenler..  Ana dilde eğitim.."Ana dili" ortaktır..Bütün anneler aynı dili kulanır..annelerin dili evrenseldir..Bu gün o anaların dilinden sadece beddualar dökülüyor, bir çaresizlik refleksi olarak..

Ya ölen çocuklar onlar ne dediler en son? Ne fısıldadılar karanlığın çehresine..Ölümle tanıştıklarında ne düşündüler..? Nasıl bir veda idi bu, nasıl bir yöneliş..Nasıl bir hikaye bıraktılar arkalarında..? Kim geldi akıllarına en son..kimi gördüler azrailin soğuk çehresinde..Yanarak öldüler, belki de sadece anneleri geldi akıllarına...küçükken ateşlendiklerinde alınlarına sirkeli ıslak mendil koyan anneleri...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder